04 Eyl

İngilizce Sunumlarda Sayılar, Grafikler ve Trendler (1)

Eğer İngilizce sunumlarda sayısal değişiklikleri anlatmak için “increase” ve “decrease” fiilleri dışına çıkmıyorsanız bu yazı sizin için!

Executive English Coaching’de en popüler iki workshop programından biri İngilizce sunum eğitimleridir. Bu eğitimlerde ise en çok talep edilen konuların başında sayısal bilgileri ve değişimleri anlatmak için kullanılacak profesyonel İngilizce ifadeler gelir. Genellikle duyduğumuz iki fiil vardır: artışlar için “increase”, düşüşler için ise “decrease”.

Aslında kullanacağınız farklı bir fiil ile hem artışın miktarını, hem hızını belirtebilir; farklı ifadeler kullanarak sunumunuzu daha ilgi çekici hale getirebilirsiniz. Ayrıca İngilizce kelime hazinenizin çeşitliliği ile güçlü bir intiba oluşturursunuz.

Aşağıda, İngilizce sunumlarda sayısal bilgi ve grafikleri açıklarken kullanabileceğiniz profesyonel İngilizce fiilleri bulacaksınız. Bir sonraki yazımızda ise bu fiillere etki katmak için kullanabileceğiniz İngilizce sıfatları ve grafiklerdeki en üst ve en alt noktaları anlatmak için kullanabileceğiniz İngilizce ifadeleri sıralayacağız.

“Increase” yerine:

  • to rise: bu fiil artmak demektir. Rise – rose – risen. (bunu “rizın” diye okuyun; “rayzın” diye değil!) Arttırmak anlamına gelen “to raise” fiili ile karıştırılmamalıdır. İsim hali de “rise” şeklindedir.
    • Interest rates rose last month.
    • The company’s shares have risen regularly.
  • to grow: büyümek, artmak. Bazen “grow up” şeklinde hatalı kullanılır, ki bunun anlamı çocuğun büyümesi, yetişmesi demektir. Rakamlarla artışı anlatırken yalnızca “grow” demek doğrudur. İsim hali “growth” kelimesidir.
    • The number of hedge funds grew between 2000 and 2002.
    • There was a slight growth in the number of listed companies.
  • to climb: tırmanmak, yükselmek. Bu fiili duyunca illa aklınıza merdivenleri tırmanmak gelmesin. Rakamların yükseldiği durumlarda da pekala kullanılabilir. İsim hali de “climb” şeklindedir.
    • The number of new recruits climb sharply every spring.
    • There was a rapid climb in our operating expenses.
  • to improve: gelişmek, geliştirmek, ilerlemek, değerlenmek. Bu fiil hem etken hem edilgen bir fiildir. Rakamlardaki artış eğer olumlu bir gelişme ise bu fiili kullanabilirsiniz.
    • The share value of the company improved steadily.
    • The management improved working conditions significantly.
  • to expand: genişlemek, genişletmek, yayılmak. Bu fiil de hem etken hem edilgen fiil olarak kullanılabilir. Hacimsel büyümeleri anlatmak için doğru tercihtir. İsim hali “expansion” şeklindedir.
    • The hospitality industry expanded by 2%.
    • They expanded their business into other industries.
  • to double/ to triple: iki, üç katına çıkmak. Büyük artışlarda kullanabileceğiniz bir fiildir. Bir sayısal veride iki katı ya da üç katı değişiklik olduğunda “increase” fiili bu vurguyu yapmaya yetmez. Kullandığınız bu iki fiill ile değişikliğin miktarını da belirtebilirsiniz.
    • Youth employment rates doubled in the last decade.
    • The company tripled its market share between 2010 and 2019.

“Decrease” yerine:

  • to fall: düşmek, azalmak. Bu fiili yalnızca yere düşmek anlamında değil, rakamlardaki düşüşü, azalmayı anlatmak için de kullanabilirsiniz. İsim hali de aynıdır: “fall”.
    • The share value fell again in the summer of 2018.
    • There was a sharp fall in the company’s market share in 2001.
  • to decline: düşmek, gerilemek, zayıflamak, Bu fiil aynı zamanda reddetmek anlamına gelir. İsim hali de aynıdır: “decline”.
    • The sales numbers declined for nearly two years.
    • The country experienced a period of rapid economic decline.
  • to deteriorate: kötüleşmek, bozulmak. Yukarıda bahsettiğimiz “improve” fiilinin tam tersidir. Eğer bir rakamsal azalma aynı zamanda kötüye gitme anlamına geliyorsa bu fiili kullanarak bunun olumsuz bir değişiklik olduğunu ifade edersiniz. İsim hali ise “deterioration” şeklindedir.
    • As the company’s financial performance deteriorated, a number of employees left.
    • We expect to see a deterioration in working conditions of factory workers.
  • to drop: düşmek, düşürmek. Genelde bir şeyi düşürmek anlamında kullanılan bu fiil aslında trendleri anlatırken kullanılan bir terimdir. İsim hali de aynı şekildedir: “drop”.
    • After a significant drop last summer, the price of gold rose slowly in the second half of the year.
    • The shares dropped again at the end of Q1.
  • to shrink: küçülmek, azalmak. Hacimsel büyüme anlamına gelen “expand” fiilinin tam tersi anlamdadır. Shrink – shrank – shrunk.
    • The company’s profits shrunk by $3 million in H1.
    • Investors fear that the company’s share will shrink next quarter.

*Executive English Coaching’in iş hayatında güçlü İngilizce iletişim konusunda size nasıl destek olacağını öğrenmek için kayıt formunu doldurabilirsiniz.

Bizimle İletişime Geçin

Your Partner in Global Business Communication

     

    Open chat
    Merhaba,
    Size Nasıl Yardımcı Olabiliriz?
    Call Now Button